Coşkun Çelik: Çelikle Tasarla Hayatı
Coşkun Group Satış ve Pazarlama Müdürü Serhat Karakuş ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
Coşkun Group Satış ve Pazarlama Müdürü Serhat Karakuş ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
Coşkun Group Satış ve Pazarlama Müdürü Serhat Karakuş ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
Serhat Bey, sorularımıza geçmeden önce Coşkun Group hakkında bizleri bilgilendirir misiniz?
Coşkun Group bünyesindeki yurtiçi satış departmanında Satış ve Pazarlama Müdürüyüm. Yaklaşık 10 senedir Coşkun Group bünyesinde çalışıyorum. Firmamız, demir çelik başta olmak üzere çelik konstrüksiyon ve inşaat üzerine yoğunlaşmış bir grup firmasıdır. Ana çatıda Coşkun Group var. Alt firmalarımızda ise; Coşkun Çelik Dış Ticaret A.Ş., Coşkun Trading, Coşkun Group bünyesinde ihracat yapan bir firmamız olan Alp Çelik, çelik konstrüksiyon çelik binalar üreten firmamız olan Uygar Çelik, lüks konutlar üreten firmamız olan AC yapı bulunuyor. Ayrıca yeni oluşumumuz olan, ray ve ray ekipmanları üreten bir firmamız daha var.
Demir çelik sektörüne yönelik vermiş olduğunuz hizmetlerden kısaca bahseder misiniz?
Demir çelik sektöründe bizim ana iştigal konumuz vasıflı çelik üretimidir. Coşkun Haddecilik firmamızda yıllık yaklaşık 75 bin ton üretim kapasitemiz var. Fabrikamızda sıcak ve soğuk haddehanemiz mevcut. Şu ana kadar yaklaşık 2000 çeşit ürün üretiyoruz. Türkiye’de paslanmaz çelik üreten, uzun mamulü parlak çeliği dönüştüren, satış ve pazarlamasını yapan ilk firmayız. Bundan dolayı çok umutluyuz. Çünkü paslanmaz, Türkiye’nin en büyük girdi kalemlerinden bir tanesi. Özellikle uzun ürünlerin şu anda yüzde 100’ü yurtdışından ithal ediliyor. Biz bu noktada bir öncü olarak Türkiye’de ilk defa paslanmaz çeliği parlak çelik haline getirdik ve piyasaya sunduk. Şu anda içeride mevcut siparişlerimiz var. O kısım iyi bir şekilde ilerliyor. Bunun dışında tabii bir de ticaret kısmımız var. Ticaret kısmımızda da boru profil, sac ve türevlerini satıyoruz. Daha çok çelik yapılara, inşaat sektörüne yönelik satışımız mevcut. Orada da yaklaşık her ay 10 - 12 bin ton civarında bir satışımız var. Orası da kendi departmanıyla, kendi bölümüyle ayrı bir bölümümüz. Vasıflı çelikte de Türkiye’de olmayan kaliteleri, daha niş kaliteleri üretmeye çalışıyoruz. Şu an katma değeri daha yüksek ürünler yatmaya çalışıyoruz. Bu şekilde devam ediyoruz.
Coşkun Group olarak sektöre sunduğunuz en yeni ürünleriniz hakkında bilgi verir misiniz?
Yeni ürünlerimiz var tabii ki… Coşkun Group olarak durmadan yeni ürünler geliştirmeye çalışıyoruz. Bununla ilgili ayrı ürün geliştirme departmanımız var. Artık Türkiye’de üretilmeyen ürünleri bularak bunları üretmeye çalışıyoruz. Şu an Suriye sınırına çekilen beton duvarın arkasında bizim ürünlerimiz mevcut. Bunun adı da “akordeon engel sistemi”dir. Bu ürün normalde katlı bir şekilde duruyor. Ürünümüzün 5 odalı, 4 odalı gözleri var. Bunu çok hızlı bir şekilde kurup, toprak örtüsünü içine serip, toprağı doldurarak çok hızlı bir şekilde karakol yapabiliyorlar. Karakolun önüne set şeklinde çekebilir veya bir duvar oluşturabilirler. Bunu ilk defa biz uyguladık ve patentini de almak üzereyiz. Bu sistemi roket delemiyor. Ayrıca 5 m ve 10 m’den atılan roket denemelerinden geçti. Askeriyeden de onayımızı aldık.
Bu ürün sadece askeri alanda değil, otoban kenarlarında içi taş dolu olarak uygulanabilecek ve yakında göreceksiniz. Çevre düzenlemelerinde kullanılacak veya mimari yapılarda da kullanılabilecek. Şu an biz bunun tanıtımını yapıyoruz. Onun dışında farklı bir ürünümüz daha var. Dowel bar adında bir ürün. Bu ürünün üretimini de sadece birkaç firma yapıyor. Bizde bu ürünü ciddi bir kapasiteyle yapan ikinci firma olacağız. Bizim kendi haddehanelerimizde ürettiğimiz ürünlerin üzerine epoksi boyayla kaplayıp hem ömrünü uzatıyoruz hem de normalde üzeri kaplı olmayan bir demirin beton içindeki ömrü 50 - 60 yıl iken biz epoksi boyayla 100 - 150 yıllara kadar çıkartabiliyoruz. Bunun kullanım yeri Türkiye’de biraz kısıtlı. Sadece havaalanlarının pistleri ve apronlarında kullanılıyor. Şu anda 3. havalimanıyla ilgili görüşmelerimiz devam ediyor. Bu ürün orada da kullanılacak. Şu an bu ürünün üretimine başladık. Bu da Türkiye’de yine yeni bir ürün ve üretilmesi biraz zor bir ürün. Kendinizi sürekli yenilemezseniz, yeni ürünler ortaya çıkarmazsanız, bir şekilde yok olup gideceğimizi biliyoruz.
Yurtiçi ve yurtdışında içinde bulunduğunuz projelerinizden, ileriye dönük yatırım ve çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Coşkun Group olarak bazı işlerde Türkiye’de öncü olarak hareket ediyoruz. Paslanmaz çelik ya da diğer ürünlerimizde olsun öncü olarak hareket ediyoruz ve yeniliği seviyoruz. Genç bir ekiple çalışıyoruz ve yaş ortalaması oldukça düşük. Bunun verdiği bir dinamiklikte var. Firma sahiplerimiz Ali Coşkun ve Adil Coşkun önderliğinde faaliyetlerimize devam ediyoruz. Şu an inşaatlarımız hızla devam ediyor. İnşaat sektöründe Moment İstanbul projemiz bitmek üzere. Bu proje AC Yapı’nın ürettiği Kentlife ve Doralife’dan sonra 3. projedir. Onun dışında da yeni projeler için çalışmalarımız devam ediyor.
Bulunduğumuz durum itibariyle gerçekten Türkiye çok sıkıntılı günler geçirdi. Ama bir şekilde ayaktayız ve buradayız. İşlerimize ve projelerimize devam ediyoruz. Konjonktür gereği biraz sıkıntılar var. Piyasada finansal bir daralma var ama bunu bir şekilde atlatmaya çalışıyoruz. Bizim; yeni ürünler, yeni pazarlar ve ihracat birimimiz zaten hiç durmuyor, sürekli olarak yurtdışındaki fuarlara katılıyoruz. Yaklaşık 46 ülkeye ihracat yapıyoruz. İhracatta kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz. İç piyasanın bu durumundan ancak ihracat yaparak kurtulacağımızı biliyoruz ve bu yüzden ihracata ciddi anlamda önem veriyoruz. İhracatta hem ürün olarak hem de müşteri ilişkileri olarak kendimizi her geçen gün geliştirmeye çalışıyoruz. Bu koşturmalarımızın da ileride meyvelerini toplamak istiyoruz.
Son yıllarda demir çelik sektörüne üretim yapan firma sayısı arttı. Türkiye’deki demir çelik sektörünün genel grafiğini nasıl yorumluyorsunuz?
Firma sayısının artması rekabet ortamının artmasını ve firmaların kendilerini iyileştirmelerini sağlıyor. Yeni firmaların ortaya çıkması, bizim gibi firmaların kendi seviyelerini bir basamak daha yukarıya doğru yükseltmelerine sebep oluyor. Biz de bu durumda daha farklı neler yapabiliriz? Kendimizi daha fazla nasıl geliştirebiliriz? Piyasaya hangi ürünle girebiliriz? Hangi yeni ürünü geliştirmeliyiz? diye düşündüğümüz için açıkçası bir avantaj sağlıyor. Fiyat vb. diğer konularda tabii ki sıkıntılar yaşıyoruz. Çünkü bir şekilde firmaların ayakta kalabilmeleri için satış yapmaları gerekiyor. Rekabette, fiyatlandırma ortamında bugün Çin’le yarışıyoruz. Çin’e ve Çin’den gelen ürünlere karşı rekabet etmeye çalışıyoruz. Bunun negatif yönleri oluyor ama biz bu durumun pozitif yönlerini değerlendirmeye çalışıyoruz. Neler yapabiliriz? Neyi yanlış yapıyoruz? gibi sorular soruyoruz ve yanlış yaptığımız yönleri oturup konuşuyoruz. Bir anlamda bu durumun bize artıları da var.
Uzakdoğu’dan söz açılmışken; Uzakdoğu menşeili ürünler sektörü etkiliyor mu? Sizce sektörde adil bir rekabet ortamı var mı?
Uzakdoğu menşeili ürünler sektörü olumsuz etkiliyor. İç piyasada ürettiğimiz ürünlerin, tabii ki Çin’den gelen ürünlerin fiyatları bizden farklı. Bu konuyla ilgili anti dampingler yapılıyor. Geçmişte kangal ürünlerde ve çubuk ürünlerde yapıldı. Daha da fazla yapılması ve korumacı önlemler alınması gerekiyor. Biraz geç kalıyoruz ama hiç yapılmıyor dersek yalan olur. Çünkü bunun bir şekilde yansımalarını görüyoruz. Devletimiz iç piyasayı desteklemek için elinden geleni yapıyor. Bu konuda daha da etkin olunabilir. Daha korumacı bir politika güdülebilir. Bunu da bekliyoruz açıkçası ve gereken yerlere de iletiyoruz. Bu durumun düzeleceğine inanıyoruz.
2016 yılının sonuna doğru yaklaşıyoruz... Firma olarak 2016’yı nasıl değerlendiriyorsunuz? 2017’den neler bekliyorsunuz?
Zor bir yılı geride bırakıyoruz. Aslında sene başından beri zor bir yıl geçireceğimiz belliydi. Ona göre de gerekli önlemlerimizi aldık. Yıl ortasına kadar durumun açıkçası bu seviyeye gelmesini beklemiyorduk. Sıkıntılı birtakım olaylar yaşayacağımız hiç aklımızın ucundan bile geçmezdi. Aldığımız önlemler bizi biraz olsun rahatlattı ama ülkemizde yaşadığımız sıkıntılı olaylar yurtdışındaki müşterilerimizi çok etkiledi. İnsanlar Türkiye’ye gelmeye korkar oldu. Yurtdışında zaten ülkemizi karalama kampanyaları olduğu için ülkemizle ilgili çok kötü haberler alıyorlar ve biz bu kötü haberleri gidermek için gerçekten çok uğraşıyoruz. Yerinde ziyaretler yapıyoruz, onları çağırıyoruz. Bu sebeple çok sancılı bir yılı geride bırakıyoruz. Tabii ki ne yaptığını bilen köklü firmalar bu durumu bir şekilde atlatıyor. Zarar gören firmalarımız da var tabii ki...Son olaylardan sonra kapanan ve kayyum atanan firmalar oldu. Bir şekilde bu olumsuzlukları atlatmaya çalışıyoruz ve durumun düzeleceğini ümit ediyoruz. 2017 yılı inşallah 2016 yılından çok daha iyi geçer. 2015 yılında en azından pazar daha hareketliydi. Bu sene biraz daha sıkıntılı geçti. İnşallah seneye durum daha farklı olur diye ümit ediyoruz.
Pazar payınızı arttırmak adına yapmış olduğunuz çalışmalar neler? Katıldığınız veya katılmayı düşündüğünüz fuarlar hangileri?
Bu sene yurtiçinde toplam 12 fuara katıldık. Yurtdışında yaklaşık 16 fuara katıldık. Önümüzdeki senenin fuar bağlantılarını yaptık. Üzerine yine birkaç fuar daha ekleyerek devam edeceğiz. Bunun dışında fabrika da yeni bir yatırımımız var. Yeni bir tezgâh alımımız olmuştu. Şu an onun kurulumu yapılıyor. Soğuk haddehane kapasitemizi iki kat arttırıyoruz. Bu ortamda yatırım yapmak aslında biraz ürkütücü ama eğer siz işinize devam ediyorsanız kendinize geliştirerek ve makina yatırımlarınızı yapmanız lazım. 2017 yılıyla ilgili bütün yatırımlarımızı yapacağız.
Ankiros Fuarı’nın firmanız açısından nasıl değerlendiriyorsunuz? Fuar beklentilerinizi karşılayabildi mi?
İki yıl öncesine oranla hem katılım hem de ziyaretçi anlamında bir azalma var ama sizi bilenler zaten sizi buluyorlar. Yurtdışında Ortadoğu’dan çok misafirimiz geldi. Yeni müşterilerimizle yeni kontaklar kuruldu. Yaşanan olaylara rağmen bizim açımızdan iyiydi. Hiç ummadığımız ülkelerle kontak kurduk. Bir-iki seneye göre biraz daha zayıf bir fuardı. Önümüzdeki senelerde daha iyi olacağına inanıyoruz. Son olarak şunları eklemek istiyorum; ülkemizin ilerlemeye ihtiyacı var. Her şeyin daha iyi olacağını düşünüyoruz.
Dışarıdan gelen etkenler her ne kadar önümüzü kesmeye çalışsa da biz hız kesmeden üretim yapmaya devam edeceğiz. Türkiye’nin tek çıkış yolu üretmesi ve ihracat yapmasıdır. Üretime herkesin önem vermesi gerekiyor. Sadece ev ve inşaat yapmayla iş bitmiyor. Bizim sanayiye ve üretime ihtiyacımız var. Sanayinin geri kalmaması lazım. Oturup bu durumun konuşularak ileriye dönük planların yapılması gerekiyor. Demir çelik sektörüyle ilgili olarak ileriye dönük bir planımız yok. Dernekler bu konuyla ilgili uğraşıyorlar ama sadece birkaç firmanın bu konuda planlar yapmasıyla olmuyor. İnşaat demirinden kurtulmamız ve daha katma değerli ürünler üretmemiz lazım. Paslanmaz çeliği geliştirmemiz lazım. Paslanmaz çelik kullanımı nasıl arttırırız? Bunu düşünmemiz lazım. İnşallah bu konuyla ilgili ileriye dönük çalışmalar yapabiliriz diye düşünüyoruz.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Makina Store. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.