3-S Mühendislik: 2017 yılında yeni yatırımlarımız olacak
3-S Mühendislik Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Levent Serdar Dervişoğlu ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
3-S Mühendislik Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Levent Serdar Dervişoğlu ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
Levent Bey, sorularımıza geçmeden önce kısaca 3-S Mühendislik hakkında bilgi verir misiniz?
3-S Mühendislik 1993 yılında kuruldu. Mesleğimiz baba mesleği sayılır. Babam 1992 yılında Erdemir Demir Çelik fabrikalarından emekli oldu. İşletmeler Genel Müdür Yardımcısıydı. Daha sonra İstanbul’a geldi ve şirket kurma kararı aldı. Ben o zamanlar üniversite öğrencisiydim. Sektör olarak demir çelik sektörüne yöneldik ama demir ticareti yapmadık. Biz daha çok demir çelik sektöründe kullanılan yardımcı üretim ekipmanları ile ilgili çalıştık. Yani dilme bıçakları, merdaneler, fırçalar… Bunların temsilcilikleriyle başladık. 1999 yılına kadar böyle devam etti. 1999 yılında ilk ithalatımızı yaptık. Demir çelik, yassı ürünler için koruyucu ambalaj kâğıdı getirdik. 1999’dan 2001 yılına kadar da böyle devam ettik. 2001 yılında ithalatçı olduk. 2003 yılında Quaker Chemical B.V. firmasının Hadde Yağı Ürünleri dışında kalan ürünler için Türkiye temsilciliğini aldık. 2004 yılından 2009 yılına kadar ithalatçı bir firmaydık.
2009 yılında üretim yapmaya başladık. Düzce OSB’de 6.000 m2 kapalı alanı olan bir fabrikamız var. Orada Potenza markası ile kendi ürünlerimizi üretiyoruz. 2011 yılında şirketimizi ikiye böldük. 3-S Mühendislik A.Ş. sadece endüstriyel yağlarla ilgili olarak çalışıyor. Potenza Mühendislik ise 2007 yılındade kuruldu. Orada da demir çelik sektörü için ekipman satıyoruz. Dilme bıçakları, merdaneler, elektrostatik yağlama cihazları ve ekipmanları satıyoruz.
Firmanızın çözüm ürettiği sektörlerden hangileri? Mümkünse referanslarınızdan bahseder misiniz?
3-S Mühendislik olarak sadece demir ve Demir Dışı Sektörler için hizmet veriyoruz. Demir çelikten kastımız, yassı metal… Şöyle bir baktığımız zaman Türkiye’deki boru firmalarının yaklaşık yüze 70 - 80’i bizim soğutma sıvımızı kullanıyor.
Referans olarak, Türkiye’deki ilk 500 şirketin yaklaşık 100’den fazlasıyla çalışıyoruz diyebiliriz. Döküm sanayi tam olarak değil ama demir çelik yassı metal, uzun mamul üreten firmalar bizim müşterilerimizdir. İsim vermek gerekirse; Borçelik, Erdemir, Tezcan, Assan, Çolakoğlu, İçdaş, Diler, Tat Metal, Tosçelik vb. yani yassı çelikle çalışan tüm firmalar bizim müşterimizdir.
3-S Mühendislik olarak yurtiçi ve yurtdışında yer aldığınız projeleriniz hakkında bilgi verir misiniz?
Günümüzde artık her şey maliyet odaklı oldu. Hem kaliteli hem de ucuz maliyetli ürünlere rağbet artıyor. Bizler de bu yöntemden yola çıkarak daha az nasıl tüketim yapılabilir? konusuna odaklandık. Artık her şey maliyet odaklı. Biz fiyat odaklı kısmı maliyete odaklı çevirmeye çalışıyoruz. Mesela boru fabrikalarına yağımızı sattıktan sonra bakımını biz yapıyoruz. Arkadaşlarımız gidiyor ve ekip olarak yağın ölçümlerini yapıyorlar. Her hafta numuneler fabrikadaki laboratuvarlarımıza geliyor. Test sonuçları internet sayfası üzerinden yayınlanıyor. Yağ kullanılırken aynı zamanda tüketimine de bakıyoruz. Yağın ömrü bittiği zaman 3 ya da 4 sene sonra fabrikalara gönderdiğimiz bir cihazımız var. O cihazımızla fabrikalarda açık yağı minimize ediyoruz. Örneğin, atılması gereken 10 ton yağ varsa biz bunu 1 tona indiriyoruz. Böylelikle de müşterilerimizi atık maliyetinden de kurtarmış oluyoruz. İleriki zamanda da bu tankın dolumu sırasında müşterilerimizle konuşurken, fiyatımız pahalı oluyor ama bu atık maliyetlerini bertaraf ettiğimiz için aslında fiyatımız rakiplerimizle aynı seviyeye denk gelmiş oluyor. Ekstra hizmetler sunarak firmaların bünyelerinde kalmaya çalışıyoruz. Şunu söyleyeyim ki, hiçbir zaman ucuz mal satmadık. Hep en kaliteli ürünü sattık.
Firmanızın satış öncesi ve satış sonrası hizmetlerinden bahseder misiniz?
Yine bizim ciromuzun büyük bölümünü oluşturan yağdan devam etmek istiyorum. İşler şöyle ilerler; ilk önce teknik ekimiz müşterimize gider. Satış ekibimizle birlikte yağlarımızı tanıtıp avantajlarını sunarlar. Daha sonra orada bir proje varsa, dolum yapılacaksa, temizlik ve dolum sırasında yine biz orada oluruz. Daha sonra her hafta numuneler fabrikamıza gelir, test edilir, müşteriye bildirilir. Bununla beraber fabrikalarda nemi ölçen bir cihaz var. Boru fabrikalarına nem çok önemli bir unsurdur. Bunlar takip edilir. Eğer firma büyükse bizden bir eleman gider bütün gününü orada geçirir. Analizleri yerinde yapar. Böyle bir ihtiyaç duyulduğunda müşterilerimize bir eleman gönderiyoruz ve bunun için herhangi bir ücret talep etmiyoruz. Bunların da dışında kalitemizden dolayı hiç müşteri kaybettiğimizi hatırlamıyorum. Müşteri kaybedeceğimize para kaybetmeyi tercih ediyoruz. Bu sene şirketimizin 23. senesi ve her sene sürekli üstüne ekleyerek ve büyüyerek yolumuza devam ediyoruz.
Türkiye pazarında 3-S Mühendislik olarak kendinizi nerede konumlandırıyorsunuz?
Kirpiler yavrularını pamuğum diye sever ya işte biz de aslında öyleyiz. Bir kere verdiğimiz sözü tutarız. Bize doğru adam sallanır ama düşmez dediler. Sözümüzün de her zaman arkasındayız. Bu bize dedelerimizden bir mirastır. Bir taraftan da müşterilerimizin çözüm ortağıyız. Türkiye’ye getirdiğimiz bir sürü ürün var. 1999 yılında Türkiye’ye Lankhorst Bobin Stoklama Sistemlerini getirdiğimiz zaman bize gülmüşlerdi. Şu anda Borçelik’ten tutun da Vestel, Arçelik vb. gibi birçok firma bizim ürünlerimizi kullanıyor hatta rakiplerimiz belki de taklitlerimiz de çıktı. Baktığımız zaman bizim için bu gurur verici bir şey. İlk başladığımız yıllarda temsilcilik yapıyorduk. Başkasının taşıyla başkasının kuşunu vuruyorduk. O zamanlarda İngilizce bilen adam çok fazla yoktu. Yurtdışına bu kadar açık değildik. Faks makinası bile çok önemli bir cihazdı o zamanlar. Şimdi herkes her şeye çok rahatlıkla ulaşabiliyor. Şu zamanda temsilci olmanın hiç önemi yok. Önemli olan “çözüm sunabiliyor musunuz?”, “doğru ürünü doğru şekilde verebiliyor musunuz?”, “çıkan problemi ne kadar kısa sürede çözebiliyorsunuz?” sorularına cevap bulmaktır. Eğer siz çıkan problemi aylar sonra çözüyorsanız, mesela bir demir çelik fabrikası 1 saat çalışmasa milyon dolarlık zarar ediyor. Müşteri sizi öyle hatırlıyorsa, bir daha birlikte çalışma şansınız olmaz. Firmalar problemin ne kadar kısa sürede çözüldüğüne dikkat etmeli. Sektördeki konumumuzu sorduğunuz zaman bir problemlerimizi kısa sürede çözeriz diyebilirim.
İleriye dönük mevcut yatırımlarınız ve projelerinizden kısaca bahseder misiniz?
Sektörde sağlam adımlarla ilerleyebilmemiz için daha farklı şeyler de yapmamız gerekiyor. Ciromuzun yüzde 80 civarını endüstriyel yağlar oluşturduğu için başka yağlar üretmemiz gerekiyor. Türkiye’de otomotiv yağları var. 450 bin ton civarında satılıyor ama burası devler arenası… Castrol, Mobil, Shell vb. firmaların yanında bizim gibi firmaların pazara girmesi çok da akıllıca bir şey değil. O yüzden başka bir sektör başka bir sektöre kanalize olduk o da trafo yağlarıdır. Bu konuda da Hindistan’daki Savita firmasıyla bir anlaşma sağladık. 2017 yılının başında Türkiye’de artık trafo yağı üretmeye başlayacağız. Trafo yağıyla ilgili de başka bir sektöre doğru geçiş yapmaya başlayacağız. Geçen sene yatırımlarımızla ilgili olarak fabrikamızı büyüttük ve 6 bin metrekare oldu. Laboratuvarımızı büyüttük.
2016 yılının sonlarına doğru yaklaşıyoruz... 2016 yılı sizin açınızdan nasıl bir yıl oldu? 2017 yılından beklentileriniz nelerdir?
Bizim için çok enteresan bir yıl oldu. Her gelen yıl geçmiş yıldan daha kötü gelir derler. 23 yıldır ben kötü geçen bir yıl görmedim. Durağanlıklar tabii ki oluyor. Mesela ben geçen seneki hedeflerimizin yüzde 8 gerisindeyiz ama geçen seneki hedeflerimizi geçmiş durumdayız. Hiç kimse 2016 yılı için çok iyi bir yıldı diyemiyor ama bu sene için kötü bir seneydi demek yanlış olur. Baktığınız zaman birileri mutlaka para kazanıyor. Erdemir, Kardemir, İsdemir demir cevherinden dolayı bence para kazandılar. Herkesin bir ihracatı var. Ülke olarak bir takım sıkıntılar yaşadık ama sektör olarak konuşursak hala ayaktayız. 2017 yılından konuşacak olursak, 2015 yılında da bir sonraki yılın kötü geçeceğini düşünmüştük. Artık bir şeyler kötü gitse de bir çıkış yolu bulabildiğimizi düşünüyorum. Ülke olarak akıllı insanlar olduğumuz için ben olumsuz konuşmayacağım. Sektörde çalıştığımız firmalar da iyi durumdalar. Belki hurda fiyatlarından dolayı 2015 - 2016 yılında ark ocakları çalışmadı ama bu da genel bir yanlış. Yani Türkiye demir çeliğinin ark ocaklarına dayalı olması o günlerde belki çok yararlı bir şeydi ama onunda bazı avantaj ve dezavantajları var. Geçen senelerde bunu dezavantajlarını yaşadık. Bu sene belki daha farklı olacak; hurda fiyatları düşecek, cevher fiyatları artacak diyorlar. Bu bizim dışımızda oynanan bir oyun. Firma olarak biz de buna ayak uydurmaya çalışacağız.
Ankiros Fuarı firmanız açısından nasıl değerlendiriyorsunuz? Fuarın firmanız açısından önemi nedir?
Ankiros Fuarı bana şeker bayramı gibi geliyor. Fuarlar bizim için bir gelenek aslında… Bu fuardaki beklentiniz nedir? Yeni müşteri mi? Mal satmak mı? derseniz, hiç bu tarz beklentilerimiz yok. Eskiden fuara katılmayan firmalar için “acaba batıyorlar mı?” düşüncesi oluşuyordu. Artık Ankiros Fuarı bizim için bir gelenek haline geldi. Fuarla ilgili olarak TÜYAP’ın yeri haricinde başka bir sıkıntımız yok. Bu fuara katıldığım için mutluyum. Ankiros Fuarı’na demir çelik sektöründeki tüm firmaların katılması lazım diye düşünüyorum.
Çünkü insanlar fuarlarda birbirlerine daha fazla zaman ayırabiliyorlar. Fuarların sosyal bir anlam ifade ettiğini düşünüyorum. Bayrama gelir gibi, insanların buraya gelerek hasret gidermeli. 3-S Mühendislik olarak biz de fuarları gelenek olarak gördüğümüz için; Boru Fuarı, Ankiros Fuarı, Bağlantı Elemanları, Fuarları gibi büyük fuarlara katılıyoruz. Bu bizim için bir gelenek ve geleneklerimizi sürdürmek için fuarlara katılmaya devam edeceğiz.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Makina Store. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.