Sektörde yarım asırlık tecrübe: BURSA ÇİMENTO
Bursa Çimento Genel Müdürü Osman Nemli ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
Bursa Çimento Genel Müdürü Osman Nemli ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
Sorularımıza geçmeden önce bizlere kendinizden kısaca bahseder misiniz?
1990 yılında Hacettepe Üniversitesi Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldum. Kısa bir süre bilgisayar sektöründe çalıştım ve askerlik görevimin ardından 1991 yılında ilk özelleştirilen fabrikalardan birinde çimento sektörüne adım attım. Arada 3 sene kadar kendi şirketimi çalıştırsam da 25 yıldır hep çimento sektörünün içindeyim. Otomasyon mühendisi olarak başladığım kariyerimde her kademede görev yaptım. En son Azerbaycan Bakü’de, Türkiye’den götürdüğümüz kırka yakın uzman çalışanın katkısı ile sıfırdan bir şirket ve fabrika kurduk ve bir yıl içinde pazar lideri olmasını sağladık. Kısa bir süre önce de Bursa Çimento Fabrikasında göreve başladım ve 25 yıllık deneyimimi şimdi Bursa Çimento ve bağlı şirketleri için en üst seviyede kullanmaya çalışıyorum.
Bursa Çimentonun üretim kapasitesi ve ürettiği çimento kaliteleri hakkında bilgi verir misiniz?
Bursa Çimento’nun üretim kapasitesi 4.180 ton/gün klinker ve 2.692.800 ton/ yıl çimentodur. İki adet döner fırın ve dört adet çimento değirmeni ile bu üretimleri gerçekleştiriyoruz. Beyaz çimento ve petrol kuyusu çimentosu dışında TS ve Avrupa standartlarında her türlü çimentoyu üretebilecek durumdayız. Ancak pazarda talep edilen tipler, talep miktarı, talebin haftalık aylık değişim grafikleri gibi konuları göz önünde bulundurarak 6 çeşit çimento üretiyoruz. Burada ağırlığı CEM I 42,5 R tipinde yaptığımız üretim teşkil ediyor. Bunu sırası ile CEM II/A-M (P-L) 42,5 R, CEM IV/B (P-V) 32,5 N, CEM IV/B (P-V) 32,5 R, CEM II/B-M (P-V) 42,5 N ve kesikli üretim yaptığımız CEM II/A-M (P-V) 42,5 R izliyor.
Bulunduğumuz bölgede Pazar lideri olmamızın da getirdiği sorumlulukla standartlara uyulması, kalitenin devamlılığı ve müşteri memnuniyeti konusunda hiç taviz vermeden çalışıyoruz. Bu da kullanıcı tarafından tercih edilen bir marka olmamızı daha da pekiştiren bir durum yaratıyor. Bu çerçevede TS ISO 10002 müşteri memnuniyeti yönetim sistemi belgesini alan ilk kuruluşlardan birisiyiz. Bunun yanında diğer yönetim sistemlerini de (iş sağlığı ve güvenliği- OHSAS 18001, çevre-ISO14001, enerji-ISO50001, kalite-ISO9001) dahil ederek sürekli daha iyiye doğru gelişen bir döngü içinde çalışmalarımızı yürütüyoruz.
Çimento fabrikanızdaki üretim teknolojileri, makine parkı ve verimlilik konusunda bize neler söyleyebilirsiniz?
Bursa Çimento bu yıl 50. kuruluş yıldönümünü kutluyor. Bir fırın hattı ile başlayan üretimimiz ilave tesislerle arttırılmış. Üretim tesislerimiz için kuruluş aşamasında her zaman en ileri teknolojiler seçilmiş olsa da gelişen teknoloji ve yenilikler karşısında kurulan sistemler performans bakımından geride kalmaktan kurtulamıyorlar. Bu çerçevede fabrikamızda değişik dönemlerde modernizasyon yatırımları da yapılmış ve güncel teknolojiler hep takip edilmiş. Şu anda fırınlarımızda prekalsinasyonlu kuru sistemlerle üretim yapılırken, hammadde öğütme değirmenlerimizde bilyalı ve dik değirmen teknolojisi, çimento öğütme değirmenlerimizde ise bilyalı öğütme teknolojisi kullanılmaktadır. Paketleme ve dolum teknolojileri konusunda en güncel teknolojiler özel bir müşteri ve satış otomasyonu kapsamında kullanılmaktadır.
Şu andaki yapısı ile karma bir yapıya sahip olan fabrikamızda makine parkı olarak 6 adet bilyalı değirmen, 3 adet dik değirmen, 2 adet fırın, 2 adet kırıcı, 1 adet kapalı klinker silosu, 8 adet öğütülmüş hammadde stok siloları ve 1 adet kömür homojene ve stok sahası bulunmaktadır. Ürettiğimiz çimentoları toplam 32.000 ton kapasiteli 8 adet siloda müşterilerimizin hizmetine sunuyoruz. Ayrıca pazara daha yakın olabilmek amacıyla Kütahya bölgesinde bir karıştırma tesisimiz de var. Geçmişte yapılan yatırımlarla proses verimliliğini hep yüksek tutmaya çalışmış olan Bursa Çimento Fabrikası son 10 sene de ağırlığını enerji verimliğine ve çevreye vermiştir. Atık ısıdan elektrik enerjisi üretimi, atıktan türetilmiş yakıt hazırlama tesisi gibi yatırımlarla hem verimlik artışı sağlanmış hem de karbon diyoksit emsiyonunda önemli düşüşler yaratılarak çevreye büyük katkılarda bulunulmuştur. Bu tür yatırımlar, fabrikanın karma yapısı içinde yenilenememiş teknolojilerin performans üzerinde yarattığı olumsuz etkileri de kaldırarak rekabetçi bir performans sergilememiz konusunda bize büyük destek oldu. Bunlara ilave olarak verimliliği etkileyecek kontrol kumanda ve analiz sistemlerinde de önemli yatırımlarımız var. Bu yatırımlar kademeli olarak gerçekleştiriliyor ve tüm üretim prosesini kapsayacak şekilde genişliyor.
Çimento tesisinizin bakım veya ilave yatırımlarında yerli mühendislik firmaları ihtiyaca cevap verebiliyor mu?
Bakım işçilikleri konusunda oldukça başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Sektörde ve sektöre hizmet veren firmalarda ciddi bir birikim oluşmuş durumda. Hatta bu konuda büyük firmalar Türkiye’de oluşturdukları ekiplerle diğer ülkelere de destek veriyorlar. Küçük firmaları ve bağımsız çalışan işgücünü de hesaba katarsak ciddi bir işgücü ihracatçısı durumunda olduğumuz bile söylenebilir. Mühendislik kısmına geldiğimizde işler biraz daha karışık. Çok iyi bir birikim olmasına karşın daha önce denenmiş teknolojiler konusunda başarılı bir performans sergilenirken, proses bazlı iyileştirme projelerinde ve yeni teknolojilerin yaratılıp uygulanması konusunda maalesef yeterli performansı gösteremiyoruz. Ama buna rağmen yurt içi ve yurtdışı çok sayıda yatırımda mühendislik firmalarımızın imzasını görüyoruz ve bunun artarak devam edeceğini umuyorum.
Çimento üretiminde ihtiyaç duyduğunuz makine, üretim elemanları ve diğer komponentler Türkiye’de üretiliyor mu? Yoksa ithalata mı bağımlıyız?
Makine imalat ve montajında, biraz önce bahsettiğim gibi denenmiş ve bilinen ekipmanlar söz konusu olduğunda veya devreye alınmış yeni teknolojilerin yedek parça imalatının yapılması gerektiğinde oldukça başarılı bir performans sergiliyoruz. Türkiye’de anahtar teslimi fabrika yapabilecek bir birikim oluştu diyebilirim. Büyük firmalar ana ve yardımcı ekipman konusunda da Türkiye’yi bir üs gibi kullanarak burada imal ettirdikleri parçaları başka ülkelere Türkiye üzerinden satıyorlar.
Ancak kırılma noktası burada başlıyor. Üretim ve işçilik kalitesinde üst sınıf işler çıkarmamıza rağmen ar-ge çalışmaları yapıp, katma değeri daha yüksek işler ortaya çıkaracak çalışmalarımız yok. Özel bir tasarım veya yeni teknolojiler söz konusu olduğunda, maalesef yerli firmalarımız yetersiz kalıyorlar. Bu durum, 100 milyon ton kapasite ve 70 milyon tonu aşan üretim ile Avrupa’da birinci, dünyada ise ilk 5 içinde yer alan ülkemizden yurt dışına ciddi bir döviz kaybı oluşmasına neden oluyor. Ancak ülkemizde oluşan birikimin doğru bir yönlendirme ile yakın zamanda çok daha iyi şeyler yapabilme potansiyelimizi ortaya koyacağına inanıyorum.
Çimento üretiminde hammadde ihtiyaçlarınızı nerelerden hangi yollarla temin ediyorsunuz?
Çimento üretiminde kullanılan en büyük hacimli hammadde girdisi kalkerdir. Çimento fabrikaları kurulurken kalker kaynağına yakın olmaları nerdeyse zorunluluktur. Bursa Çimento olarak biz de kalker ve kil hammaddelerini yakınımızda bulunan kaynaklardan elde ediyoruz. Taşımanın önemli bir maliyet oluşturmasından dolayı alçı, tras, uçucu kül gibi diğer hammaddeleri de mümkün olduğunca yakın bölgelerden temin etmeye çalışıyoruz. Kalker ve kili sahip olduğumuz kendi ocaklarımızdan temin ediyoruz. Benzer şekilde uçucu kül ise yakın bölgede yer alan kendi tesislerimizden gelmektedir. Diğer hammaddeleri ise çeşitli tedarikçiler üzerinden satın alıyoruz. Burada vurgulamadan geçemeyeceğim önemli bir konu işlettiğimiz hammadde ocaklarının işletme yöntemleri ve tekrar doğaya kazandırılması. Bursa Çimento olarak ocakları işletirken hem teknolojik olarak hem de işletme tekniği açısından doğaya zarar vermemek için yapılması gereken ne varsa uyguluyoruz. Ocaklarımız ekonomik ömrünü tamamladığında ise tekrar belli bir plan dahilinde dolgusunu yapıp doğaya kazandırıyoruz. Çimentonun en önemli girdilerinden birisi olan kömür ihtiyacımızı ise Türkiye Kömür işletmelerinden ve çeşitli kömür ithalatçılarından temin ediyoruz.
Son dönemlerde inşaat sektörü için olası bir krizden söz ediliyor. Buna katılıyor musunuz?
İnşaat sektöründeki hızlı büyüme ister istemez insanlarda bu soruyu oluşturuyor. Bunun üzerine geçmişte sektörde yaşanan durgunluk deneyimlerini de koyunca bu endişeler normal. Kişisel görüşüm genel bir ekonomik kriz olmadığı takdirde sektöre özel bir problem olmayacağı yönünde. Türkiye’de hayata geçirilen büyük projeler, kentsel dönüşüm projelerinin hızlanması ve Ortadoğu kaynaklı Türkiye’ye yönelen gayrimenkul talebi sektörde potansiyel büyüme olasılıklarının göstergesi. Biraz önce sarf ettiğim “genel bir ekonomik kriz olmazsa” cümlesi böyle bir beklentim olduğu yönünde yorumlanmasın. Sadece ekonominin bütününü etkileyecek olası bir durumdan inşaat sektörünün de kaçınmasının mümkün olmayacağını vurgulamak istedim.
Kısa ve uzun vadede hayata geçirmeyi düşündüğünüz projeler neler?
Elbette çeşitli projeler üzerinde çalışıyoruz. Değişen talep dinamikleri, artan rekabet koşulları karşısında biz de çeşitli yatırımlarla pozisyonumuzu desteklemek istiyoruz. Her ölçekte planlanan yatırımlarımız gene ağırlık olarak enerji tasarrufu, verimlilik artışı ve çevre konularına odaklanacak. Şu an itibariyle onaylanmış yatırımlarımız içinde ısıtma sistemi iyileştirmesi, operatör etkisini en aza indiren “expert otomasyon” sistemi, kalite optimizasyonu için otomatik numune alma ve analiz sistemi gibi konular var.
Orta uzun vadede ise hala üzerinde çalıştığımız daha büyük ölçekli verimlilik projeleri var. Ayrıca atık konusunda Çevre Bakanlığı’nın hazırladığı planlarla da uyumlu olacak şekilde atık imhasında sanayi ve belediyelerin çözüm ortağı olarak sisteme destek vermeye devam etmek istiyoruz. Bursa Çimento’nun yapacağı yatırımlarla, yakın zamanda Türkiye’nin imzaladığı ve karbon emisyonlarını azaltma sorumluluğu üstlendiği anlaşmada da önemli bir paydaş olacağına inanıyorum.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir: Makina Store. Editöryal görüş, yazarın görüşüne aykırı olabilir.