• Otomotiv sektörüne sağladığı katkılar ile son dönemlerde adından sıkça söz ettiriyor.
• Land Rover, Mercedes, Volkswagen, Renault gibi dünya devi otomotiv firmalarına üretim yapıyor.
• Yaklaşık olarak üretiminin yüzde 90’ını ihraç ediyor.
• Yeni fabrika yatırımını hayata geçirmekle birlikte full entegre tesis kurmayı planlıyor.
• Avrupa ve Ortadoğu’nun en büyük tesislerinden biri haline gelmeyi amaçlıyor.
• Kısa süre içerisinde 500 büyük sanayi kuruluşu arasına girmeyi hedefliyor.
• 2016 yılı itibariyle Demir Çelik ürünleri ticaretini kurulacak olan yeni şirket çatısı altında sürdürmeyi planlıyor.
“Dünyanın Önde Gelen Otomotiv Üreticilerinin Kaliteleri Tuğçelik’e Emanet…”
Basınçlı Alüminyum Döküm sektöründe faaliyet gösteren ve dünyanın önde gelen otomotiv devlerine üretim yapan Tuğçelik, önemli bir yapılanma süreci geçiriyor. Yaklaşık 1 yıl önce hisselerinin bir kısmını halka arz ederek Borsa İstanbul’a kote bir şirket oldu. Alüminyum döküm sektörünün yanı sıra demir çelik sektöründe de uzun yıllardır faaliyet gösteren şirket, ağırlıklı olarak Sıcak Haddelenmiş Rulo ve Levha Sac ürünlerinin satışını yapıyordu.
İş dünyasında gelişen ve değişen ticaret koşulları ile birlikte kurumsallaşma ihtiyacı doğrultusunda; uzun yıllardır Tuğçelik çatısı altında yürütülen demir çelik ticareti, bundan sonraki dönemlerde yeni kurulacak NERSAN DEMİR ÇELİK SANAYİ A.Ş çatısı altında yürütülecek. Yeni kurulacak olan şirketin Genel Müdürü’nün ise aynı zamanda Tuğçelik Alüminyum ve Metal Mamulleri A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi Burak Nergiz olması bekleniyor.
Tuğçelik A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Nergiz’i fabrikalarında ziyaret ederek yapmış oldukları çalışmalar hakkında bir söyleşi gerçekleştirdik.
“Demir çelik ürünleri ticaretini, yeni kuracağımız Nersan Demir Çelik San. A.Ş. adlı şirket çatısı altında yürüteceğiz”
Tuğçelik A.Ş, Türk sanayisinde önemli bir yeri olan, gerek Türkiye’de gerekse yurtdışında başarılarıyla öne çıkan bir firma… Bizlere kısaca Tuğçelik A.Ş’nin gelişimi hakkında bilgilendirir misiniz?
Demir çelik sektöründe uzun yıllara dayanan piyasa ve sanayi tecrübesiyle, 1988 yılında kurulan Tuğçelik; yıllar içinde artan gücü ve büyüyen iş hacmiyle sektöründe saygın bir yer edinmeyi başardı. Zaman içerisinde demir alüminyum döküm sektöründe de faaliyet göstermeye başlayan firmamız, ağırlıklı olarak Beyaz Eşya sektörüne hizmet vermeye başladı. Akabinde değişen konjonktür ve piyasa şartları doğrultusunda otomotiv sektörüne yöneldi. Halihazırda alanında uzman kadromuz ve son teknolojiyle donatılmış tesislerimizin sağladığı olanaklarla müşterilerimize en iyi hizmeti sunmaya gayret gösteriyoruz.
Demir Çelik ürünleri ticaretini Tuğçelik bünyesinden çıkarıp yeni kuracağınız şirket çatısı altında sürdürmeyi planlıyorsunuz. Neden?
Bildiğiniz gibi yaklaşık 1 yıl önce Tuğçelik A.Ş halka arz edildi. Halka açıldığımızdan beri yatırımcıların ve SPK’nın güvenini kazanmak ve SPK’ya verdiğimiz hedefleri tutturabilmek adına yeniden yapılanıyoruz. Baktığınız zaman demir çelik ürünleri ticareti ile alüminyum döküm sektörü birbiriyle oldukça uzak. Demir Çelik ticareti; piyasa koşulları, ithalat ve stok politikaları, ödeme dengeleri ve sektör yapısı açısından önemli farklılıklar arz ediyor. Bu sebeple hem bu farklılıkların sınırlarını belirlemek, hem de her iki faaliyet alanımızda verimliliği arttırmak amacıyla böyle bir metot belirledik. Demir çelik ürünleri ticaretini yeni kuracağımız Nersan Demir Çelik San. A.Ş. adlı şirketimiz bünyesinde sürdüreceğiz.
Gelelim Basınçlı Alüminyum Döküm konusuna… Tuğçelik olarak bu alanda başarılı projelere imza attığınızı duyuyoruz. Çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Bildiğiniz gibi uzun zamandır basınçlı alüminyum döküm sektöründe faaliyet gösteriyoruz. İlk yıllarda beyaz eşya sektörüne yönelik üretim yaparak çalışmalarımıza başladık. Başta yerli beyaz eşya üreticileri olmak üzere birçok markaya üretim yaptık. Değişen piyasa koşulları ve konjonktür gereği son birkaç yıldır otomotiv sektörüne yöneldik. Beyaz eşya sektörüne de üretim yapıyoruz fakat çoğunlukla otomotiv sektörüne çalışıyoruz. Dünyanın önde gelen otomotiv devlerine üretim yapıyoruz. Yaklaşık 350 personel istihdam ediyoruz. Personelimizin yaklaşık olarak yüzde 20’lik kısmını beyaz yaka yöneticiler, Ar-Ge ekibi ve mühendisler oluşturuyor. Dünya piyasalarında en gelişmiş tezgahlar ve son teknolojiyle üretim yapıyoruz. Katmadeğeri ve işçilik oranı yüksek, üst düzey hassasiyet gerektiren parçaları üretiyoruz. Üretimimizin yüzde 90’ını ihraç ediyoruz.
Jaguar, Land Rover, Mercedes, Volkswagen, Renault gibi önde gelen markalar için üretim yapıyoruz.
Üretim yaptığınız otomotiv markaları hangileri? Bu firmalarla hangi çerçevede çalışıyorsunuz?
Jaguar, Land Rover, Mercedes, Volkswagen, Renault gibi önde gelen markalar ve Valeo, Mahle ve Bosch gibi dünyanın öncü tedarikçi kuruluşları için üretim yapıyoruz. Bu firmalardan aldığımız know how doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu markaların birçoğu; tesislerimizde yapılan testler kapsamında, bizden giden parçaları doğrudan üretim bandına alıyorlar. Mühendislik ve işçilik kalitemize bu denli güveniyorlar.
Sektörde oldukça iyi bir seviyedesiniz. Bu başarıyı nasıl yakaladınız?
Tabi ki bu seviyeyi yakalamak bizler için çok da kolay olmadı. Bugünlere gelebilmek için büyük yatırımlar yaptık. Önemli Ar-Ge çalışmalarına imza attık. Dünya piyasalarında söz sahibi olabilmek ve uluslararası piyasalarda yer alabilmek adına şirketimizi halka arz ettik. Elde ettiğimiz kaynakların tamamını, hatta daha fazlasını işimize yatırdık. Fabrika sahamızı genişlettik. Dökümhane, Kalıphane, Taşlama, Kalite Kontrol, Ar-Ge, Paketleme ve Sevkiyat birimlerini birbirinden ayırdık ve sistemli bir işleyişe kavuşturduk. Makinayla insanların birlikte çalıştığı bir teknoloji üssünü şirketimize kazandırdık.
Saydığınız markalar dünyanın en ünlü markaları… Kalitelerini bir Türk sanayicisine, Türkiye’den bir firmaya emanet ediyorlar. Onlara karşı bu güveni nasıl sağladınız?
Çok doğru bir konuya değindiniz. Bizler dünyanın en ünlü markalarıyla çalışıyoruz ve bu büyük markalar kalitelerini bizlere emanet ediyorlar. Gerek dünya otomotiv sektöründeki gelişmeler gerekse Türk sanayisindeki gelişmeler ve firmamızın sağlamış olduğu başarı bizleri yükselişe geçirdi. Dilerseniz bunu somut örneklerle açıklayalım: Öncelikle otomotiv sektörünün gelişmesinde büyük rol oynayan, sektörde söz sahibi olan ve pastadan en büyük payı alan markalar üretim için Uzakdoğu’ya gittiler. Hemen hemen herkesin aklına gelebilecek olan ilk yere… Oraya ucuz ve kaliteli parça yaptırmaya gittiler fakat oradaki ucuz parçalar bu dünya devi otomotiv markalarının kalite standartlarını tutturamadı. Ayrıca lokasyon olarak da oldukça uzaktı.
Lokasyonun da uzaklığından dolayı daha büyük hacimlerle ve daha büyük bütçelerle çalışma yapılamadı. Bizler hem stratejik açıdan hem de kalite açısından daha avantajlı olduğumuz için dünya devleri bizi tercih etti. Öncelikle bizler her gün düzenli olarak sevkiyat yapıyoruz. Bizim ürettiğimiz ürünler 2 - 3 gün sonra Avrupa’daki üretim bantlarına veya stoklara ulaşıyor. Olağan dışı bir gelişme veya acil ihtiyaç durumunda istenilen ürünleri uçakla yetiştiriyoruz. İşte burada Türkiye’nin lokasyon avantajı öne çıkıyor. Türkiye’de bizim gibi faaliyet gösteren firmalar, Avrupalı üreticiler için büyük önem arz ediyor. Çin’den 1 ayda alacakları malzemeyi bizden 1 haftada teslim alabiliyorlar. Hem kaliteli ürün hem de hızlı bir sevkiyattan bahsediyoruz… Bu etkenler günümüz ticaretinin vazgeçilmez unsurları arasında yer alıyor.
Ülke olarak lokasyon ve kaliteli işçiliğin dışında ne gibi avantajlarımız var peki?
Az evvel bahsettiğim gibi bizler 11 – 12 milyon Euro’luk bir yatırımla beraber 20 milyon Euro’nun üstünde bir makine parkına ulaştık. 3 yılda 100 kişiden 350 kişilik bir personel büyüklüğüne ulaştık. Bu personel büyüklüğünün içinde mühendis ve Ar-Ge kadromuz ciddi yer tutuyor. Avrupa’daki büyük ve maliyetli projeleri Avrupa’nın yarı fiyatına burada projelendirip, belirli bir süre sonra da üretime sokabilecek bir alt yapıyı kurduk. Bu yapı; Avrupalının, Avrupa’da harcayacağı rakamların yarısına ürün mal edebilmesini sağlıyor. Aynı şekilde bize de ciddi oranda karlılık getiriyor.
Dünya çapında markalarla çalışmak, paranın dışında sizlere ne gibi kazanımlar sağlıyor?
Aslına bakarsanız bahsettiğimiz markalarla çalışırken paradan da önemli kazanımlar sağladığımızı ifade etmeliyim. Çünkü parayı bir kez kazanırsınız, harcarsınız ve biter. Bu markalar bizlere, “Para kazanmayı sürekli hale nasıl getirebiliriz?” sorusunun cevabını kazandırdılar. Parayla satın alamayacağımız know how’u Almanya’dan, Fransa’dan ülkemize getirebildiysek, bu onların sayesinde gerçekleşti. Çalıştığımız firmalar, her gün bizim tesislerimizde bizlere eğitim veriyorlar, bizimle beraber projelere ortak oluyorlar. Mühendislerimizin tamamı yurtdışındaki merkezlerde eğitim alıyor. Denetçiler ve gözetmenler 365 gün düzenli olarak şirketimizin içindeler. Bu da bizim Ar-Ge ve üretimimizi iyileştirmemize büyük fayda sağlıyor. Artık bizler üretici - müşteri ilişkisinden ziyade tamamıyla bir partnerlik çerçevesinde projeleri yürütüyoruz. Verimliliğe beraber karar veriyoruz. Yurtdışındaki teknoloji üretiminin tamamını Türkiye’ye ve şirketimize onların sayesinde aktarmış durumdayız. Bu destek ve yatırımlarla çok hızlı bir şekilde yol alıyoruz. Eğer ileride Türkiye kendi otomotiv markasını yapacak olursa bu markaya malzeme verecek firmalardan bir tanesi de hiç kuşkusuz Tuğçelik olacaktır. Yerli otomotiv üretiminin yapılması durumunda Tuğçelik olarak gerek mühendislik gerekse de parça üretimi anlamında destek olmaya hazırız.
Halihazırda mevcut ihracat rakamlarınız ve hedefleriniz konusunda neler söyleyebilirsiniz?
2015 yılını 15 milyon Euro’luk bir ihracat rakamıyla kapatacağız. 2016 yılındaki ihracat rakamımız ise elimizdeki imzalanmış kontratlara göre 25 milyon Euro olarak gerçekleşecek. 2016 – 2017 model araçların üretiminin başlamasıyla birlikte 30 milyon Euro rakamını yakalamış olacağız. Halihazırda az evvel saydığım otomotiv markalarıyla 5 ila 10 yıl arasında değişen sözleşmeler yaptık. Her geçen yıl artan talebe cevap verebilmek adına yatırım yapmaya devam ediyoruz. Öyle ki şirketimizin halka arz aşamasında SPK’ya 5 milyon dolar yatırım yapma sözü vermiştik. Günümüz itibariyle yapmış olduğumuz yatırım tutarı 11,5 milyon Euro’yu geçmiş durumda…
Dünya piyasalarında otomotiv sektörünün genel durumu ve geleceği hakkında neler düşünüyorsunuz?
Dünya otomotiv sektörünün genel durumu ve geleceği hakkında neler büyük bir gelişme içinde... Yeni teknolojiye sahip, düşük yakıtlı benzin tüketen motorlar üretildi. Bunlar dizelden daha ekonomik ve çevreci motorlar. 2017 - 2018 yılında Türkiye ECO3 kullanacakken; Avrupa ECO5 ve ECO6’lara geçecek, yani daha çevreci motorlara... Onların üretimleriyle ilgili de kontratlarımızı yapmış bulunuyoruz. Çevreci motorlar ve ufak araçlar; Avrupa’daki büyük üreticileri, Uzakdoğulu üreticiler karşısında çok avantajlı konuma taşıyacak. Artık dünya otomotiv piyasalarında Avrupalı firmalar açık ara üstünlüğü ele geçirmiş durumdalar ve bu pozisyonlarını ilerleyen yıllarda daha da güçlendirecekler. Otomotiv sektörü önümüzdeki 10 sene içerisinde bu değişimlerle birlikte - yani elektrikli motorlar ve çevreci yakıta geçişle birlikte - satışlarını ciddi anlamda arttıracak ve Pazar büyüyecek. Otomotiv satışlarının artmasında bir diğer husus da takdir edersiniz ki Çin… Çin’in iç piyasada tüketimini arttırmış olması ve ciddi oranda alım yapması, otomobil satışlarını arttırdı. Bu süreçte Tuğçelik de büyük üreticilerle beraber hızlı bir ivme yakaladı.
Tuğçelik borsada halka açık vaziyette… Hisselerinizin ne kadarını halka arz ettiniz? Firmanızda yeni halka arz veya farklı gelişmeler olacak mı?
Tuğçelik ile ilgili en önemli konulardan bir tanesi de budur sanıyorum. Bildiğiniz gibi 1 yılı aşkın bir süredir Tuğçelik’in yüzde 20’ye yakın bir kısmı borsada halka açık vaziyette. Şu anda yaptığımız ihracatlardan ve elde ettiğimiz başarılardan dolayı Avrupalı büyük fonlarla görüşme sağlayabiliyoruz. Muhtemelen bu fonlara vermeyi düşünüyoruz. Yılsonuna kadar bu sözleşmeler bitmiş olacak. SPK’ya gerekli açıklamayı yaptık, izinlerimizi aldık. Bu fonlardan 20 milyon doların üstünde bir gelir elde etmeyi hedefliyoruz. Fonlardan gelmesi planlanan gelirle de yeni aldığımız 50 dönümlük araziye fabrika yatırımı yapmayı planlıyoruz. Artık yeni yatırımlarımızı krediyle değil, yabancı fonlara yapacağımız hisse satışlarıyla gerçekleştireceğiz.
Demir Çelik ve Alüminyum Döküm dışında Denizcilik sektöründe de söz sahibisiniz. Bu alanda neler yapıyorsunuz?
Denizcilik sektöründe de tıpkı diğer alanlarda olduğu gibi prensiplerimiz doğrultusunda faaliyet gösteriyoruz. Şirketimizin genç ve yeni teknolojiye sahip 6 gemiden oluşan bir taşımacılık filosu var. Aşağı yukarı 35 milyon dolarlık bir filo değerimiz var. Sadece bir tane gemide borcumuz bulunuyor, onun dışında borcumuz yok. Bünyemizde bulunan gemilerimizle kendi ihracatımızın ve uluslararası ticaretlerimizin taşımacılığını yapıyoruz. Bununla birlikte yine dünyanın önde gelen birçok firmasına deniz taşımacılığında hizmet sunuyoruz. Türkiye’nin bulunduğu jeopolitik konumun getirmiş olduğu avantajlardan yararlanıyoruz. Şu anda navlunlar düşük olsa bile masrafımız ve ödeme yükümüz ağır olmadığı için filomuz bize para kazandırır durumda... İleriki dönem hedeflerimiz arasında denizcilik faaliyetlerimizi daha da ileri noktalara taşımak var.
. . .
İçerik sadece atıfta bulunularak yayınlanabilir:
Makina Store. Editöryal görüş, yazarın
görüşüne aykırı olabilir.